Ali Balkız

Tarih meşakkatli bir iştir. 

Karanlık dehlizlerde paslı sikkeyi aramaya benzer. Buldum sanırsın kayar gider elinden. 

Dünü bilmeden ne bugünü anlamak, ne de yarını kurmak olasıdır. Onun için sorumluluk gerektirir. Her tarihçi, aynı zamanda bir tarih 'talebesi'dir. 

Talebe olmak iyi bir şeydir. Dipsiz kuyu: Ara dur. 

O nedenle Hünkâr diyor ya; "Ara Bul" diye. 

Arayan buluyor...

Alevi Tarihi, Sözlü Tarihtir. Söylendikçe; hem aşınır hem çoğalır. Arı duru halini son yüzyılda hep Alevi olmayan yazarlardan öğrenmeye çalıştık. Ki birçoğu nesnellikten uzaktı. Yanlı, yanlış, yalan olanlar bile vardı. 

Bu noktada Cengiz Yıldırım'ın  konuya ilişkin emekleri-yapıtları değerlidir. Bize çok şey öğrettiler. Öğretmeye devam ediyorlar. 

Cengiz Yildırım'ın her eseri kıymetli. Ama ben; "Şah İsmail Safevi Kızılbaş Devleti" adlı kitabını kendi belleğimde özel bir yere koydum. Çünkü çok şey öğrendim. Kendi terazimde tarttım.

Sorular çıkarttım. 

Örneğin: 

- Safevi Devleti, -her aşaması için geçerli- Anadolu'daki Dergâhlarla, (Sulucakarahöyük vb) neden hiç ilişki kurmamışlar.  

-Şah İsmail ölene kadar Türkmen Kızılbaşlar'a dayanmış, sonraki şahlar Kızılbaşları ötelemeye çalışmış. Neden? 

-Alevi Kızılbaşlık, hem İran Şiiliğinden hem de Osmanlı Sünniliğinden farklı. Bunun temelleri ne? 

Cengiz Yıldırım'ı kutluyorum. 

Işığı eksik olmasın.

Ali Balkız
Eğitimci, Yazar, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eski Genel Başkanı

Related Articles

Yasal Uyarılar