Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasında toplumu biçimlendiren, kültür oluşumuna katkı sağlayarak gönül dünyamızı aydınlatan büyük değerlerimiz olmuştur. Bunlar Anadolu’nun kültürünü biçimlendiren manevi mimarlarımızdandır. Anadolu’da kültür, ahlak ve iktisadi bakımdan önemli katkı sağlamışlardır.
XIII. yüzyılın en çalkantılı döneminde yaşamış olan Ahi Evran (1171-1261) Hacı Bektaş Veli (1209-1271), Yunus Emre (1238-1320) savaşlardn, kıtlıklardan, yağmalardan bunalan halka yetiştikleri kültür kaynaklarının kendilerine vermiş olduğu inançsal düşünce ve öğreti zenginliği çerçevesinde umudu, gönül zenginliğini ve bağnazlıktan uzak dinselliği anlatarak, halkın gönlünde yer ederek günümüze kadar gelmişlerdir.
Ahiliğin Anadolu’da teşkilatlanması 1205 yılında, ünlü sufi-bilgin Fahrettin Razi’nin öğrencileri Evhadüddîn-i Kirmânî ve Ahi Evran’ın irşad faaliyetleri ile başlamıştır. Bu faaliyetler neticesinde, Anadolu’da çok sayıda tekke ve zaviye inşa edilmiştir. Ahi Evran, olgunlaşan düşüncesi neticesinde kaleme aldığı eserleriyle de Anadolu insanına hizmet eden seçkin bir tıp âlimidir. Eserleri, ilim ve düşünce dünyamıza zenginlik katar niteliktedir. Bu çalışmamızda Ahi Evran ve Ahilik teşkilatı (Fütüvvet), elde edilen veriler ışığında doğruya en yakın biçimde ortaya konulmuştur.
Anadolu'da kurulan Bektaşiliğin öncüsü Hacı Bektaş Veli gerek tarihsel kimliği, gerekse ortaya koyduğu felsefesi ile dün olduğu gibi bugün de ülkemizde ve dünyada etkisini sürdüren bir şahsiyettir. O, XIII. yüzyıldan günümüze Anadolu ve Balkanlarda yaşayan Alevi Bektaşi halkının üzerinde önemli rol oynamıştır. Fakat Hacı Bektaş Veli ile ilgili litaratürde ele alınan bir çok konuda yapılan tartışmalar henüz bir neticeye bağlanmış değildir. Ancak her ne olursa olsun hakkında yapılan tartışmalarla görkemine ve ululuğuna gölge düşürülmemiştir. Bu çalışmanın amacı , Hacı Bektaş Veli'yi ve düşüncesini/felsefesini, elde edilen veriler ışığında analamak ve doğruya yakın olanı ortaya koymaktır.
Anadolu ulularından olan Yunus Emre özünü ve ömrünü yaradana adamış hakikat yolcularının en önde gelenlerindendir. O, Anadolu insanınnın sevgi, hoşgörü ve alicenaplığının ete kemiğe bürünmüş halidir. Yunus Emre Anadolu tasavvufi halk edebiyatının ve Türkçe şiirin öncüsüdür. Şiirlerinin özünde derin bir insan sevgisi, içli bir Tanrı aşkı, tasavvufa bağlılık görülür. Şiirde işlenen konular ise insan, Tanrı , sevgi yaşama sevinci, barış evren, ölüm, yetkinlik, olgunluk, alçak gönüllülük,erdem ve eli açıklık gibi genellilikle gerçek yaşamı ilgilendiren kavramlardır. O, bu kavramları şiirin bütünlüğü içinde temel öge olarak sergilemiştir.