“Alevilerin Gizlenen Tarihi”yle ilgili bir çalışma yapma dü şüncesi bende uzun zamandan beri vardı. Beni bu çalış maya sevk eden Hz. Muhammed’in ölümünden sonra (M. 632) ayrılığa düşen ve çok geniş bir coğrafya ya dağılan özellikle Ho rasan, Deylam, Azerbaycan Türk-Türkmenleriyle dini sosyal-si yasal yapılanma içine giren Hz. Ali soyu ve taraftarları ile hâkim din Sünni İslam’ın savunucuları Emevi ve Abbasilerin inancını esas alan Selçuklu ve Osmanlılar tarafından muhalefete itilmiş hep suçlanmış (zındık, mülhid, kâfir v.b.), katliama uğramış, yerinden yurdundan edilmiş literatürde Heteredoks İslam deni len Alevilerin Gizlenen Tarihiydi.
Çalışma, XI. yüzyılın başlarında Selçuklu ailesinden Kutal mış ile Alp Aslan arasında yaşanan iktidar mücadelesi sonucu Kutalmış’ın Alp Aslan’la girdiği savaşta ölmesi (ö.1063) üze rine, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın Horasan ve Azerbaycan bölgesinden bazı aşiretlerle batıya Bizans toprakları Anadolu’ya gelmesiyle başlamış; Osmanlı İmparatorluğunun son dönemle rinde II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağının lağvedilmesi ve Bektaşi Tekkelerinin kapatılmasıyla son bulmuştur.
Bu çalışmada yazdıklarım, bulduğum yeni belgeler veya kimsenin bilmediği özgün metinler üzerine değil, tam tersine, yazdıklarım, genel tarih türünü ve Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Safevi Devletleri Tarihini yazan temel kaynaklara dayandı rılmıştır. Yararlandığım kaynaklar da konu içinde belirtilmiştir.
Çalışmamda özgün olan taraf bu bilgiler değil, bu bilgilerin birbirleriyle ilişkilerinin kurulması ve belli bir sistematik içinde yorumlanmasıdır. Okurlarım, okuduklarıyla karşılaştırdıkların- 12 Cengiz Yıldırım da, birçok yerde belki şaşıracak belki kızarak, belki de sevinerek, pek çok gerçeğin nasıl gözden kaçmış ya da kaçırılmış olduğunu fark edeceklerdir. Resmi tarih ve ya gayri resmi tarih açısından, bu her iki tarih anlayışını da yalanlamak ya da desteklemek için özel bir çaba harcanmamıştır.
“Alevilerin Gizlenen Tarihi”yle ilgili çalışmam hangi inanç tan ve ya ideolojik, siyasal çözümden yana tavır alırlarsa alsın lar, değerli okurlarımın bu tavırlarını doğru ve nesnel tarihsel gerçeklere dayamalarını sağlamaya yardımcı olacaktır. Amacım olayların geçtiği tarihi süreci o günün koşullarında objektif ola rak ele almak ve okuyucuyu doğru bilgilendirmektir.
Çalışmam sekiz bölüm, elli başlık ve yetmiş beş alt başlık tan oluşmaktadır. Kapsam ve içerik bakımından oldukça geniş tutulan bu çalışma nesnelliğiyle, yazım tekniği, anlaşılır bir kul lanılması ve ele alış şekliyle farklılık taşıyan bir çalışmadır. Bu çalışmada değerli görüşlerinden yararlandığım her katmandan akademisyen ve Alevi/Kızılbaş inanç önderlerine, ayrıca temel kaynaklar konusunda yardımı olan dostlarıma teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.